BAŞBAKAN ERDOĞAN-TALAT ORTAK BASIN TOPLANTISI...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Kıbrıs'ta çözüm Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında, BM Genel Sekreterinin iyiniyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçeklere dayanan iki eşit halk, bunun altını özellikle çiziyorum ve iki kurucu devlet arasında oluşturulacak, yeni bir ortaklık ilişkisi çerçevesinde bulunacaktır' dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Başbakan Erdoğan, yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler. Başbakan Erdoğan, sıcak karşılamadan dolayı Talat ve KKTC halkına teşekkür etti.Talat ve KKTC hükümeti mensupları ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler yaptıklarını belirten Başbakan Erdoğan, faydalı bir görüş alışverişi yapıldığını dile getirdi.
'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı çözüm bulunması yönünde ilk günden bu yana çok yoğun bir çaba sarf ediyoruz' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Türkiye, iki lider tarafından 21 Mart tarihinde başlatılan süreci memnuniyetle karşılamıştır. İki liderin önümüzdeki günlerde yapacağı görüşmelerde kapsamlı müzakerelerin başlatılacağı tarih konusunda mutabakata varmalarını bekliyoruz. Kıbrıs'ta çözüm BM çatısı altında, BM genel sekreterinin iyiniyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçeklere dayanan iki eşit halk, bunun altını özellikle çiziyorum ve iki kurucu devlet arasında oluşturulacak yeni bir ortaklık ilişkisi çerçevesinde bulunacaktır.
Çözüm konusunda Cumhurbaşkanı Sayın Talat'a ve ekibine olan güvenimiz tamdır. Kendisinin müzakere heyetlerinin de KKTC Hükümeti'nin bu konuda aktif ve yapıcı bir çaba içerisinde olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak sizleri bu yönde desteklemeye devam edeceğiz.'
KKTC'de son yıllarda kaydedilen ekonomik gelişmede hükümet olarak izledikleri çözümün, çözüm eksenli siyaset kadar sağladıkları desteğin de önemli bir rol oynadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, 2003 yılındaki KKTC ile bugünkü arasında gözle görülür bir refah ve gelişmişlik farkının olduğunu kaydetti.
1997-2002 yılları arasındaki sürede Türkiye'den KKTC'ye yıllık ortalama 210 milyon dolar yardım gerçekleşmişken, 2003-2006 yılları arasındaki dönemde yardımın ortalamasının 360 milyon dolara yükseldiğini anlatan Başbakan Erdoğan, '2007-2009 yılları arasındaki dönemde ise bu ortalama 420 milyon dolar olarak gerçekleşecektir' dedi.
KKTC ekonomisindeki gelişmenin sürekli ve kalıcı olabilmesi amacıyla turizm ve yüksek öğretim alanındaki yatırımlara teşvikler sağlandığını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
'Temennimiz, ilk hedefte eğitimde 42-43 bin öğrenci iken bunu 60 bine çıkarmaktır. Turizmde son 28 yılda 6 bin yatak kapasitesi artışı gerçekleşmişken, hükümetimizle sağlanan ortak çalışma neticesinde, 2009 yılı sonuna kadar 7 yılda ilave 20 bin yatak kapasitesi oluşturulacaktır. Turizmde olduğu gibi yüksek öğretimde de bu birlikte atılım inanıyorum ki KKTC ekonomisini tetikleyecektir.
Üniversitelerde 1999 yılında 21 bin olan öğrenci sayısı, 2007 yılında 42 bine ulaşmış durumda. Elektrik, su, yol gibi alt yapı yatırımlarına büyük çapta destekler verilmiştir. Ayrıca, sağlam bir ekonomi için zaruri olan yapısal dönüşüm, KKTC makamlarıyla el ele sürdürülmektedir. Seyahatimizde bakan arkadaşlarımız karşılıklı olarak görüşmelerini yapmışlardır.
Ekonomik desteğimiz ve Kıbrıs Türk halkının üzerindeki izolasyonlara son verme çabamız bundan böylede aynı kararlılıkla devam edecektir. Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğüne kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın 34. yıl dönümünde KKTC'deki kardeşlerimizle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tabii, ayrı bir heyecan duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Türkiye, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türk halkının her anlamda yanında olmaya ona destek vermeye devam edecektir. Bütün dünyanın bunu anlamasını, bilmesini, bu konuda Türkiye'nin hangi iktidar olursa olsun farklı bir yöne sapma yapacağını bir defa beklememesini hatırlatmak istiyorum.'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta iki toplum liderleri arasında 25 Temmuzda yapılacak görüşmeleri önemsediğini ve sürecin BM zemininde yürümesi gerektiğini belirterek, 'Eğer sorunu çözmeye yönelik bir anlayış, sorunu çözmeye yönelik bir ön kabul varsa, inanıyorum ki çok kısa zamanda netice almak mümkündür' dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Başbakan Erdoğan, yaptıkları ortak basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladılar.
Bir gazetecinin Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, Başbakan Erdoğan'ın 'Rumların acı duyduğu bir günde KKTC'nin kutlamalarına gelmesini kınadığı' yönünde değerlendirmelerde bulunduğunu ifade ederek, bu konudaki görüşünü sorması üzerine, Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
'Şunu çok açık ve net söylemek isterim; 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı, bir defa Türklerin özgürlük ve barış mücadelesinin bir neticesidir ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti nereye, ne zaman, niçin, nasıl gideceğinin iznini, müsaadesini kimseden alarak yapmadı. O programını kendisi tayin eder.
Kaldı ki, bizler özgürlük ve barış mücadelesinin her zaman yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bu konuda bulunduğumuz yer burasıdır ve bu tür bir yaklaşımı göstermek aslında, barışa ne kadar uzak olduklarının da bir ifadesidir. Daha farklı bir ifade kullanmayı bizden hiçbir zaman beklemesinler.'
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, Kıbrıs sorunun çözümü için 25 Temmuzda yapılacak görüşme öncesi, Cumhurbaşkanı Talat'ın elini güçlendirecek ne gibi destekler verdiğine ilişkin sorusuna ise 'Barışı eğer müzakere masasında kovalarsanız netice alırsınız. Uzaktan, medya aracılığıyla, hiçbir zaman barışı yakalamak mümkün değil' karşılığını verdi.
Süreci KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın başlatmış olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, iki liderin 3 kez bir araya gelmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, 'Temennimiz odur ki, bu ayın 25'inde yapılacak görüşme ile bu süreç devam etsin. Eğer sorunu çözmeye yönelik bir anlayış, sorunu çözmeye yönelik bir ön kabul varsa, inanıyorum ki, çok kısa zamanda netice almak mümkündür. Çünkü gerek Sayın Talat'tan benim şu ana kadar aldığım düşünceler bu istikamettedir. Bizler de garantör ülke olarak bunu böyle düşünüyoruz, bunun böyle olmasını umuyoruz' dedi.
-GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ AÇIKLAMASI-
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, dün Genelkurmay Başkanlığından, 'TSK'ya karşı hukuk dışı saldırılar olduğu' belirtilen bir açıklama yapıldığını hatırlatarak, bu konuyu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şunları kaydetti:
'Silahlı kuvvetlerimize karşı hiçbir zaman hukuk dışı bir eylemin içerisinde olmayı, bir defa Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir ferdi, bireyi kabullenmez. Buna ben ihtimal vermiyorum. Hiçbir kurumu da kabullenmez. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal hiçbir kurumuna da hukuk dışı saldırılarda bulunmayı da, ben inanıyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan hiçbir vatandaşımız da kabullenmez. Burada silahlı kuvvetlerimize yönelik böyle bir hukuk dışı saldırılara hiçbir zaman sıcak bakmamız veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sıcak bakması da inanıyorum ki mümkün değildir.'
-'ÇÖZÜM TEK TARAFLI OLMAZ'-
Bir gazetecinin, Hristofyas hükümetinden 'Kıbrıs sorunun çözümünün Türkiye'de olduğunu' söylediğini belirterek Türkiye'nin Kıbrıs sorunu konusundaki yaklaşımını sorması üzerine, Başbakan Erdoğan, 'Bir defa, hiçbir zaman çözüm tek taraflı olmaz. Çözüm her zaman masada taraflar arasında olur. Her iki taraf da çözüme olumlu yaklaşırsa netice alınır. Her iki taraf çözüme olumlu yaklaşmazsa o zaman netice almak mümkün değil' dedi.
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Talat gibi Hristofyas'ın da çözüme olumlu yaklaşması halinde bir neticeye varmanın mümkün olabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
'Onun için de, bir defa bu işin ana kriteri şu; iki halkın, siyasi eşitliğin, iki kurucu devletin olduğu, adil, kapsamlı, kalıcı bir Kıbrıs. Bunu yakalamak... Bu anlamda eğer ön kabullerimiz varsa inanıyorum ki çözüme gitmek, diğerleri detaydır, çok daha kolay olacaktır. Burada bir anlayış birliği söz konusu değilse bu iş zorlaşır. Bu iş o zaman bugüne kadar nasıl olmadıysa bundan sonra da sıkıntılı olur. Bunu çok açık, net söylemekte fayda var diye düşünüyorum.'
-'OLUMLU ADIMLARIN ATILMASINI BEKLİYORUZ'-
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, 'şimdiye kadar iki taraf arasında sürecin kilitlenmiş gibi göründüğünü' ifade ederek, bunun nasıl aşılabileceğini sorması üzerine, çözüme yönelik müzakerelerin tam manasıyla başlamadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Onun için 25 Temmuzu önemsiyorum. BM zemininde bu sürecin yürümesi gerekiyor. Şu anda iki liderin, adeta, bizde 'peşrev' deriz... Bu peşrev safhasında bu görüşmeler devam ediyor. Bundan sonraki süreç, eğer bu temel ilkeler dediğimiz konularda mutabakat sağlanırsa hızla devam edecek. Öncelikle bu temel ilkelerin benimsenmesi lazım. Kaldı ki, KKTC'nin, garantör olarak bizlerin asla dilimizde telaffuz etmediğimiz, edemeyeceğimiz ifadelerle KKTC'ye yakıştırmalar yapılırsa, zaten burada neticeye varmak hiçbir zaman mümkün değil.
Şunu açık, net söylememiz lazım; 24 Nisan 2004'te Kıbrıs'ın genelinde, Kuzey'de ve Güney'de referandumlar yapılmıştır. Bu referandumlar niçin yapılmıştır. Gerek Kuzey Kıbrıs'ın, gerek Güney Kıbrıs'ın Annan Planı'na 'evet' deyip dememesi konusunda yapılmıştır.
Peki, BM'nin bu teklifine Kuzey Kıbrıs 'evet' demiş, Güney Kıbrıs 'hayır' demiştir. 'Hayır' dediği halde, Güney Kıbrıs ödüllendirilmiştir. Kuzey Kıbrıs, 'evet' dediği halde cezalandırılmıştır. Şimdi nasıl oluyor da Kuzey Kıbrıs bu süreci tıkıyor. Bu süreci tıkayan birisi varsa Güney Kıbrıs'tır. Kuzey Kıbrıs önünü açmıştır. Burada bizim beklediğimiz adalettir. Adaletin tecellisi içinde 24 Nisan 2004'te atılan adımla yine geciken bir süreç vardır. Daha önce geciken süreçler olduğu gibi, bunun çözülmesi gerekiyor. Biz bu bakımdan BM zemininde bu sürecin çözümüne olumlu adımların atılmasını bekliyoruz. Temennimiz odur ki bu adımlar atılır.'
-ADA'DAKİ SU SIKINTISI-
Bir gazetecinin, adanın en kurak yılını yaşadığını belirterek Türkiye'den gelebilecek suyun bir 'barış suyu projesi' olarak sunulup sunulamayacağını sorması üzerine, Cumhurbaşkanı Talat, konuyu daha önce Başbakan Erdoğan ile kendisinin Ankara ziyaretinde görüştüklerini ve KKTC ile Güney Kıbrıs'ta kuraklık ve su ihtiyacı olacağının teknik komite çalışmaları sırasında da gündeme geldiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin her konuda yardıma hazır olduğunu ifade ettiğini belirten Talat, başlangıçta tankerlerle su taşınmasını, sonra da boru yoluyla adaya su taşınmasını ve her iki durumda da Güney Kıbrıs'a su sevk etmeyi Türkiye'nin desteklediğini söyledi.
Kendisinin konuyu Rum tarafına değişik kanallarla hem yüz yüze ve hem de teknik komite vasıtasıyla ilettiğini ifade eden Talat, henüz Rum tarafının konuyu değerlendirip kendilerine dönmediğini, ancak Rum Hükümet sözcüsünün Kıbrıs sorunu çözülmeden su almayacakları yönünde bir açıklama yaptığını kaydetti. Talat, 'Ama bize iletilmiş resmi bir cevapları yoktur' dedi. Başbakan Erdoğan ise bu konuda şunları söyledi:
'Şu anda bir proje çalışması yapıyoruz. Bu proje çalışması önümüzdeki yıl bu zamanlarda bitecek bir çalışma. Bu çalışmanın bitmesiyle birlikte, ki bu bütün tatbikat projesi olarak bitmiş olacak, Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a deniz altı hattını o zaman döşemiş olacağız. Bununla birlikte bir defa Kuzey Kıbrıs'ın geleceğini de kuşatacak bir su imkanını getirmiş olacağız. Tamamıyla içme suyu, kullanma suyu olarak bunu söylemiyorum. Ondan sonra da bunun tabii yapımı filan, projenin önümüzdeki yıl bitiminden sonra, azami olarak söylüyorum, önümüzdeki yılın Haziranından sonra üç yılda bitecektir. Bunun talimatları da Çevre ve Orman Bakanımıza, DSİ oraya bağlıdır, verilmiştir ve orası tarafından sürdürülmektedir.'
BAŞBAKAN ERDOĞAN, KUMKÖY-FERHATKÖY SU İSALE HATTI İLE LEFKOŞA-GÜZELYURT YOLU 2. ETABININ AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC'deki temasları kapsamında, Kumköy-Ferhatköy Su İsale Hattı ile Lefkoşa-Güzelyurt Yolunun 2. Etabının açılış törenine katıldı.
İlk olarak Lefkoşa-Güzelyurt Yolunun 2. Etabının açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, yolun medeniyet olduğunu söyledi. Yolu ve suyu olmayan ülkelerin medeniyet yarışına giremeyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, KKTC'de son 5 yılda çok farklı bir altyapı ve üstyapı hamlesi gerçekleştirildiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, KKTC'nin su ihtiyacının giderilmesi için de proje gerçekleştireceklerini anımsatarak, bu çalışmalarla KKTC'nin çok daha farklı bir fırsatı yakalayacağını kaydetti.
Kuraklığın tüm dünyayı olduğu gibi Kıbrıs'ı da tehdit ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, KKTC'nin su ihtiyacının karşılanması konusunda çalışmaların sürdüğünü belirtti.
'Yeter ki birlik ve beraberlik içinde bu yatırımları yapmaya devam edelim' diyen Başbakan Erdoğan, 'Bu yollarla Kıbrıs'ı donatmak lazım. 'Durmak yok, yola devam' diyoruz, yan gelip yatmak suretiyle bu işler olmaz. Heyecanımızı kaybetmeyeceğiz' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, beraberindekilerle açılışını yaptıkları yolun 'barış ve özgürlük yolu' olmasını dileyerek, kurdeleyi kesti.
-SU İSALE HATTININ AÇILIŞIN-
Başbakan Erdoğan, daha sonra Kumköy-Ferhatköy Su İsale Hattı'nın açılışını gerçekleştirdi.
Proje çerçevesinde 2,5-3 yıl içinde denizin altından Türkiye'den KKTC'ye su getirilebileceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, böylelikle 'KKTC'nin bir cazibe merkezi' haline geleceğini ve 'su sıkıntısına elveda' diyeceğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, 'Siyasi gelişmeler nasıl seyrederse etsin, bizi bu hedeften alıkoyamaz' dedi. AK Parti hükümetinin KKTC'nin gelişimine yönelik hassasiyetini bundan sonra da sürdüreceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, Türk ve KKTC'li yetkililerinin bu konuda irade birliği içinde olduğunu bildirdi. Başbakan Erdoğan, hattın açılışını yaparken de, 'Ömrünüz su gibi aziz olsun' dedi.
KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer de en temel sorunlarından biri olan su konusunda Başbakan Erdoğan'ın verdiği bu müjdeden dolayı çok memnun olduklarını söyleyerek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne teşekkür etti.
Törenlere, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanları Murat Başesgioğlu, Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da katıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Şu anda da Kıbrıs'ta Türkler cezalandırılıyor ama ister istemez sonunda, inanıyorum ki Kıbrıs Türk Devleti kesinlikle kurulacak' dedi.
Başbakan Erdoğan, Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde oluşturulan teknopark hizmet binasının açılışını yaptı. Törende konuşan Başbakan Erdoğan, 2 yıl önce üniversitenin kendisine fahri doktora unvanı verdiğini hatırlatarak, Ada'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
KKTC'de 42 bin üniversite öğrencisinin eğitim gördüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, bu sayıyı ilk etapta 60 bine çıkarmak istediklerini ifade etti. Ada'da bu rakamın artacağını da ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Tabi bunun gerçekleşmesi için KKTC'nin bir cazibe merkezi haline gelmesi gerekiyor. Bunun için de anavatan, yavruvatan dayanışma içinde atmamız gereken adımları atıyoruz ve atacağız' dedi.
Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
'Zira kendimize inanıyoruz, güveniyoruz. Bu noktada bir sıkıntımız yok. İşte 17 Aralık 2004'te müzakere süreci ile ilgili kararı çıkardık, bir çok mücadelelerden sonra. Saf dışı bırakmak istediler ama verilen mücadele sonucunda 17 Aralık 2004'te müzakere sürecinin başlatılmasına yönelik karar çıktı. Tabi bitti mi? Bitmedi. Ondan sonraki süreç var. Ve bu sürecin içerisinde en önemli adımlardan bir tanesi, o da hatırlarsınız 24 Nisan idi. 24 Nisan 2004'te aslında KKTC, yani Kıbrıslı Türkler bir şeyi kazanmıştı. Şu anda kayıp gibi görünüyor. Ama bir şey kazanmıştı. 'Kıbrıslı Türkler masadan kaçıyor' deniliyordu. O gün ne oldu? Kıbrıslı Türkler masadan kaçmadı. Masadan Rumlar kaçıyor. Peki bu nasıl oldu? Yapılan referandum sonucunda Annan Planı'na Kuzey evet, Güney hayır dedi. Burada insanlık karşısında Kuzey verilen sözü yerine getirmenin aslında gururunu yaşıyor. Şu anda nerede neyi konuşsak, neyi tartışsak karşılarına 24 Nisan 2004'ü getirdiğimizde, söyleyecek sözleri kalmıyor. Siz demediniz mi bunu? Dediniz. BM dedi mi? Dedi. AB dedi mi? Dedi. Peki Kuzey Kıbrıs bu noktada sözünü tuttu mu? Tuttu. Güney tuttu mu? Tutmadı. Peki kimi ödüllendirdiniz? Güney Kıbrıs'la Rumları ödüllendirdiniz. Peki Türklere ne yaptınız? Ceza verdiniz. Hala bu cezayı vermeye devam ediyor musunuz? Ediyorsunuz. Şuna çok dikkat ediyoruz. Cezalandırılan aslında 2 ülke var; Kuzey Kıbrıs ve Filistin. Şu anda da Kıbrıs'ta Türkler cezalandırılıyor. Ama ister istemez sonunda, inanıyorum ki Kıbrıs Türk Devleti kesinlikle kurulacaktır. Az önce de ifade edildi siyasi eşitlik olacak, Kıbrıs Türk Devleti olacak. Adil, kapsamlı bir netice çıkacak ve bu kalıcı olacak. Böyle geçici değil ve şu anda ki Türkiye Cumhuriyeti iktidarının bu noktada, bunun dışındaki bir şeye evet demesi mümkün değil.'
Açılışa katılan KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer de konuşmasında Türkiye'nin Kıbrıs halkına verdiği destekten dolayı teşekkür etti. Soyer, Ada'da kalıcı çözüm istediklerini belirterek, 'Rum yönetimine sesleniyorum. Eşitlik temelinde çözüme, Türkiye'nin AB üyelik sürecine katkı insanlık gereğidir. Yola devam, durmak yok. Hep beraber yola devam' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, daha sonra teknokent hizmet binasının açılışını yaptı ve yetkililerden bilgi aldı.
Törenlere, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanları Murat Başesgioğlu, Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan da katıldı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN, ADA TV'NİN AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC'deki temasları çerçevesinde Ada TV'nin açılış törenine katıldı.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Ada TV ve radyosunun KKTC'ye özellikle enformasyon noktasında farklı bir ilk katacağına inandığını belirtti.
'Siyasiler olarak hep doğru haber ve dürüst haberciliğin sıkıntısını çekeriz' diyen Başbakan Erdoğan, Ada TV ve Ada FM'in KKTC'de doğru ve dürüst yayıncılığın, hakkın ve haklının yanında olmanın örneği olacağını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, böyle bir politikayı gütmenin KKTC'deki birliği ve beraberliği güçlü kılacağını, böyle bir anlayışla yapılacak yayıncılığın oluşturulmak istenen baskıları bertaraf edecek gücü kazandıracağını söyledi.
Türkiye'nin her zaman, her alanda KKTC'nin yanında olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğini, bundan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
'Şu anda 34. Barış ve Özgürlük Bayramı'nın yıl dönümünün arefesinde KKTC'deyiz. Dün buradaydık, yine buradayız. Allah ömür verdiği sürece yine olacağız. Yeter ki birbirimize inanalım, birbirimize güvenelim. Dostlar şunu unutmayalım; ufak hesapların peşinde olmayalım. Türk Milleti olarak büyük hesapların peşinde olacağız, küçük hesaplar bir şey kazandırmaz. Buna inanırsak, böyle bilirsek, böyle dayanışma içinde olursak anavatan, yavruvatan elele olursa 3 milyar gayri safi yurtiçi hasıla ne? 5 sene önce 230 milyar dolar gayri safi yurtiçi hasıla teslim aldık. Şu anda 659 milyar dolar gayri safi yurtiçi hasıla. 5 senede 429 milyar dolar koyduk. Demek isteyince oluyor. 5 senede nereden nereye geliniyor. Demek ki oluyor. Bütün mesele inanmak, çalışmak, azmetmek, gayret etmek. Atalarımızın, Anadolu'da bir sözü var; 'İnanmak, inanç tekeden bile süt çıkarır' Bu iş böyledir. Bu azimle, bu gayretle yola devam edeceğiz. 'Çorak, kurak'... Bunların hiçbiri bahane değil.
Akıl, bilgi, tecrübe bunların hepsini açmanın yolunu gösteriyor. Tedbirlerimizi ona göre alacağız. Biz de şu an bazı sıkıntılar yaşıyoruz. 5 sene sonra biz de yaşamayacağız. İnşallah KKTC de 3-3.5 sene sonra bu sıkıntıları yaşamayacak. Anamur'dan buraya denizin altından su hattını çektiğimiz zaman KKTC'de susuzluk diye bir şey olmayacak. Yollar KKTC'de bitecek. Eğitimde bir patlama var, turizmde de aynı şekilde. Bunların yanında sanayileşmenin gelişmesi de KKTC'yi iyi bir yere taşıyacak.'
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle birlikte televizyonun açılışını yaptı.
Törene, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanları Murat Başesgioğlu, Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan da katıldı.
20 TEMMUZ BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK BAYRAMI KUTLAMALARI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta kapsamlı çözümün adadaki gerçekler temelinde mümkün olabileceğini belirterek, 'Kimse ama hiç kimse Kıbrıs Türk halkının kendi yönetiminden, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azınlık olarak yaşamasını kabul etmesini beklemesin' dedi. Hiç kimsenin boş hayaller kurup bu parametreleri değiştirme gayretkeşliği sergilememesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, kapsamlı çözümün Kıbrıs Türk halkı ve KKTC'nin kurucu ve eşit olarak yer alacağı yeni bir ortaklıkla mümkün olacağını söyledi.
Barış ve Özgürlük Harekatı'nın 34. yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende konuşan Başbakan Erdoğan, anavatandaki 70 milyon Türkün gözünün, kulağının, yüreğinin her an Kıbrıs'ta olduğunu belirterek yavru vatana sevgi ve selam getirdiğini bildirdi.
Bütün dünyaya bir kez daha '1974 Barış Harekatı'nın Kıbrıs Türkünün soykırıma uğramasını engellediğini ilan etmek istediğini' belirten Başbakan Erdoğan, 'Barış Harekatı, toplu mezarlarda ağıt yakan Kıbrıs Türkünün kaderini değiştirmiştir. Barış Harekatı, anavatanın, Kıbrıs Türkünü sonsuza kadar koruma azim ve kararlığını bir kez daha dünyaya duyurmuştur' dedi.
Başbakan Erdoğan, Barış Harekatı'nın 1974 öncesindeki sıkıntılı günlerin bir daha yaşanmasına asla müsaade edilmeyeceğinin teminatı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
'Bu yüzden harekatın ismi Barış Harekatı'dır ve adaya barış getirmekten başka bir amacı olmayan insani bir harekattır. Herkesin bu gerçeğin bilincine varmasını bekliyorum. Herkesin tarihi süreci bu perspektiften değerlendirmesini diliyorum. TSK'nın uluslararası hukuk ve anlaşmalara dayanarak gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türk halkını özgürlük, güven ve refaha kavuşturmuştur.
Harekatın ardından bir başka mücadeleyi başlattık. Bir yandan haklı Kıbrıs davamızı tüm dünyaya anlattık, bir yandan da Kıbrıs'ı siyasi ve iktisadi alanda ileri noktalara taşımanın gayreti içinde olduk.
Bugün, KKTC, insan haklarına saygılı, çağdaş hukuk devleti yapısıyla bölgesel barış ve istikrar bakımından önemli bir kazanımdır. Gelinen bu nokta, bu eserin gerçek sahipleri olan Kıbrıs Türkleri kadar bizim için de iftihar kaynağıdır. Bugüne kadar katedilen mesafe bizlere önümüzdeki sorunları aşmak için gerekli kudret ve iradeyi sağlıyor. Bizi bu aşamaya getiren birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece hiçbir güçlük aşılamaz değildir.'
-'BİZİM HEDEFİMİZ BELLİDİR'-
Başbakan Erdoğan, ülke, devlet ve millet olarak her zaman barıştan yana olduklarını dile getirerek, tarih boyunca izlenen politikanın bu olduğunu, bugün de yarın da bu politikanın sürdürüleceğini kaydetti.
Bugün Orta Doğu bölgesinde, Balkanlarda, Kafkaslarda barış için en çok çaba harcayan, en çok emek sarf eden ülkenin Türkiye olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, İsrail-Filistin, İsrail-Suriye, Irak, Afganistan, Kosova, Bosna ve diğer birçok ihtilaf bölgesinde Türkiye'nin barış hamisi olarak sorumluluk üstlendiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, 'Kıbrıs davasında da bizim niyetimiz, bizim amacımız, hedefimiz bellidir, benimsediğimiz diplomasi gerçek bir siyasi kararlılığın sonucudur' dedi. Başbakan Erdoğan, bu kararlılık sayesinde Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC hükümetlerinin Kıbrıs meselesinde dünyanın ezberini bozduğunu, adada kimin gerçekten çözüm istediğini kimin uzlaşmaz taraf olduğunu ayan beyan ortaya koyduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz bütün süreci bu anlayışla götürdük. Kıbrıs davamızda diyalogdan, barış anlayışından hiçbir zaman taviz vermedik. Sadece 24 Nisan referandumu bile bunun en somut göstergesidir. Kendi kaderini tayin hakkını kullanan Kıbrıs Türk halkının yapıcı ve kararlı tutumu, barıştan, çözümden, uzlaşmadan yana olan tutumumuz herkese göstermiştir.
Kıbrıs sorunu, neredeyse yarım yüzyıldır uluslararası toplumun gündeminde, BM'nin önündedir. Bu süreçte sorunun çözüm çabalarında dikkate alınması gereken parametreler ortaya çıkmıştır. Şurası çok açıktır ki, kapsamlı çözüm adadaki gerçekler temelinde mümkün olabilecektir.
Şunu bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum; kimse ama hiç kimse Kıbrıs Türk halkının kendi yönetiminden, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azınlık olarak yaşamasını kabul etmesini beklemesin. Hiç kimse boş hayaller kurup bu parametreleri değiştirme gayretkeşliği sergilemesin. Kapsamlı çözüm, Kıbrıs Türk halkı ve KKTC'nin kurucu ve eşit olarak yer alacağı yeni bir ortaklıkla mümkün olacaktır. Bu yeni ortaklık iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve Türkiye'nin etkin garantörlüğü gibi vazgeçilmeyecek ilkeler üzerine inşa edilecektir.'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rum tarafının yıllardır uzlaşmaz siyasetinin bedelinin Kıbrıs Türkü'ne ödetilmesinin ciddi bir çelişki, büyük bir haksızlık olduğunu belirterek, 'Barış ve uzlaşı isteyen tarafa kısıtlama uygulanmasının hiçbir meşruiyeti yoktur, olamaz' dedi.
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 34. yılı kutlamaları dolayısıyla düzenlenen törendeki konuşmasında, Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerini sürdürdü.
Kıbrıs'ta son olarak Türk ve Rum liderlerin buluşmalarını ve bir mutabakata varmalarını olumlu bir adım olarak gördüklerini belirten Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Türk tarafının bu konuda aktif çaba gösterdiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
'Türk tarafının bu yapıcı yaklaşımı karşısında, diğer taraf da artık hedef şaşırtmaktan, kendisine yeni muhataplar aramaktan vazgeçerek, çözüme eşit iki halk arasında yeni bir ortaklık kurulması suretiyle varılacağını kabullenmelidir. Türk tarafı bu bağlamdaki iyi niyetini, çözüme yönelik iradesini her vesileyle açık şekilde ortaya koymuş, üzerine düşeni yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Kıbrıs Türklerine uygulanan izolasyonların sürdürülmesini kabul etmiyor, etmeyeceğiz. Çözüm isteyen ve bunun için samimiyetle uğraşan Kıbrıs Türklerinin cezalandırılmalarına artık bir son verilmelidir. Barış ve uzlaşı isteyen tarafa kısıtlama uygulanmasının hiçbir meşruiyeti yoktur, olamaz. Rum tarafının yıllardır uzlaşmaz siyasetinin bedelinin Kıbrıs Türkü'ne ödetilmesi ciddi bir çelişki, büyük bir haksızlıktır. Onun için Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız tecride son verecek adımlar vakit geçirilmeden atılmalıdır. Başta AB olmak üzere uluslararası toplum, Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri yerine getirmelidir. Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı bu haksız uygulamaların siyasi, hukuki, ahlaki, insani hiçbir açıdan izahı mümkün değildir. Güney Kıbrıs'ın Kıbrıs Türk halkını tahakküm altına alma çabalarının, egemenliğini adanın kuzeyine genişletme gayretlerinin nafile olduğunu artık herkes anlamalıdır. Kıbrıs sorunuyla Türkiye'nin AB üyeliği arasında herhangi bir bağlantı kurulması doğru değildir. Kıbrıs sorunu Türkiye'nin AB katılım sürecine karşı kullanılmamalıdır.
Unutulmamalıdır ki Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye'nin kabul edemeyeceği bir çözüm şeklinin dayatılması mümkün değildir ve hiçbir zaman da mümkün olmayacaktır. Bunu herkesin bir an önce idrak etmesi, Kıbrıs'ta çözüme doğru Akdeniz bölgesinde istikrar ve barışa giden yoldaki engelleri azaltacaktır.'
-KKTC'DE EKONOMİK KALKINMA-
Son yıllarda KKTC'de benzeri görülmemiş bir ekonomik kalkınmanın başladığını, yatırımların arttığını, refah seviyesinin yükseldiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, geçen yıl yaşanan duraklamaya rağmen son 6 yıla bakıldığında ekonomideki büyüme ve milli gelirdeki artışın yüzdelerle değil, katlarla ifade edilebileceğini vurguladı.
Milli gelirin 12 bin doları aştığını anlatan Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Türklerine daha iyi bir gelecek sağlamak için KKTC hükümetiyle el ele, dayanışma içinde çalışarak, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonominin temellerini güçlendirdiklerini söyledi.
Ekonomideki gelişmeyi kalıcı hale getirmek için öncü sektörler turizm ve yüksek öğrenim alanlarındaki yatırımlara teşvikler sağladıklarını, yol, su ve elektrik gibi altyapı yatırımlarına destek verdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, KKTC'nin bölgenin önemli turizm ve eğitim merkezi haline getirilmesini hedeflediklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan, bu hedefe ulaşmak için 2 devletin sağladığı teşviklerle hazırlanan büyük projelerin tamamlanmasıyla turistik yatak sayısının 2009 sonuna kadar 30 bine ulaşacağını bildirdi.
Yükseköğretimde de tamamlanan projelere yenilerini eklediklerini belirten Başbakan Erdoğan, ODTÜ ve İTÜ'nün Kuzey Kıbrıs'a kuracağı kampüsle 2 yıl içinde eğitime başlayacağını bildirdi. Üniversitelerdeki öğrenci sayısının bugün 42 bine ulaştığını kaydeden Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Türklerinin hayat standartlarını yükseltecek yol, su, elektrik, iletişim, sağlık ve ortaöğretim alanlarındaki altyapı çalışmalarına da önem verdiklerini dile getirdi.
Su altyapısının geliştirilmesi için kapsamlı çalışmalar yapıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'den yılda 75 milyon metreküp su taşıyacak Deniz Boru Projesi'nin ön çalışmalarını tamamladıklarını bildirdi. 3 yıl içinde Türkiye'den gelen bu 'hayat suyunun' kuraklık ve susuzluk sorununu ortadan kaldırdığına da şahitlik edileceğine işaret eden Başbakan Erdoğan, Kıbrıs'ta çözümün de barışın da istikrarın da temelinde Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik ve sosyal bakımdan güçlenmesi, refah seviyesinin artmasında yattığını belirtti.
Ekonomik kalkınmasını tamamlayan KKTC'nin barışın da çözümün de teminatı olacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Nasıl ki 2002 yılından bugüne Türkiye'ye bambaşka bir çehre, bambaşka bir bakış kazandırdıysak, aynı şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni de bu ilave imkanlara, yeni fırsatlara kavuşturacağız' dedi.
Bu çabaları güç ve gönül birliği içinde devam ettirme kararlılığında olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Şartlar ne olursa olsun, Türkiye her zaman yanınızda olacaktır. Sorunları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da el birliğiyle aşacağız. İçinde bulunduğumuz dönemde milli davamız olan Kıbrıs meselesinde birlik ve beraberliğimizi kararlılıkla muhafaza etmemiz gerekiyor. Bu tür barış ve özgürlük kutlamalarını siyasete alet etmememiz gerekiyor. Burada siyaset olmaz. Burada birlik ve beraberlik olur. KKTC, bugün her alanda, geçmişten çok daha farklı, üstün bir konumdadır. Bu durumu daha da güçlendirmenin Kıbrıs Türkü'nün temel hak ve çıkarlarını tam güvenceye almanın gayreti ve arayışı içinde olmalıyız. Bulunduğumuz noktadan daha geriye gitmemiz söz konusu değildir. Ortak çabamız geleceğe güvenle, umutla bakabilmek içindir.
Sevgili gençler; Mücahitler ve Mehmetçikler, bu topraklarda sizler için, Kıbrıs Türk Halkı'nın geleceği için gözlerini kırpmadan can verdiler. Onlar şehadet mertebesine ulaştılar. Onların emanetini sadakat ve dirayetle korumak sizlerin görevidir. Barış Harekatı'nda Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığı, Kıbrıs Türkü'nün özgürlüğü uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum.'
BAŞBAKAN ERDOĞAN, YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BİNASINI HİZMETE AÇTI...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Şehit kanları ile alınmış olan bu topraklar üzerinde kalkıp da birilerine asla hak etmedikleri bir imkanı teslim edemeyiz, böyle bir hakkımız yok' dedi.
Başbakan Erdoğan, KKTC'deki temasları çerçevesinde Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi binasını hizmete açtı.
Burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs'ta bir üniversitede ilk kez tıp fakültesi açıldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, üniversitenin Hacettepe Üniversitesi ile de işbirliği yapacağını kaydetti.
Azmedildiğinde neler yapılabildiğini, kampüsü görünce bir kez daha anladığını belirten Başbakan Erdoğan, birlik ve bütünlük içinde olunduğu sürece her şeyin başarılacağını söyledi.
Şu an üniversitede 17 bin öğrencinin eğitim gördüğünü Türkiye'deki özel üniversitelerde bile bu kadar fazla öğrenci olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, Kıbrıs'ta bu sayının daha da artmasını istediklerini belirtti.
Tıp fakültesinin mezunlarını verdikten sonra Kıbrıs halkının tedavi için başka yerlere artık gitmeyeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu atılımların artarak süreceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, bugün aynı zamanda Barış Harekatı'nın yıl dönümünün de kutlandığını anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
'Gönül hep şunu arzu ediyor; bizler birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece bizi kimse yıkamaz. Bizler birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece, bu gördüğünüz eserler böyle yükseldiği sürece bizim egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarrufta bulunamaz.
Egemenlik hakları üzerinde tasarrufta bulunulmasına zemin hazırlanan bir ülkede bu eserler, bu abideler, bu yollar olur mu? Şimdi de 3,5 yıl içerisinde Türkiye'den Kıbrıs'a yılda 75 milyon metreküp suyun getirilmesi projesini hayata geçireceğiz. Egemenlik hakları üzerinde birilerine tasarruf zemini hazırlamak isteyenler, bu adımları, bu yatırımları yapar mı? Bu, egemenliği şahsı manevisinde oluşturmuş olan bir milletin karakterinin gereğidir.
Biz bu adımları bunun için atıyoruz. Ve bizler sadece Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan kardeşlerimiz değil dünya bilmelidir: Şehit kanları ile alınmış olan bu topraklar üzerinde kalkıpta birilerine asla hak etmedikleri bir imkanı teslim edemeyiz, böyle bir hakkımız yok.
Buranın gerçek sahipleri şu an toprağın altında ve toprağın altından bizler bu emaneti aldık ve bu emanete sahip çıkmanın gayreti içerisindeyiz ama unutmayın şu anda anavatan olarak bizler, yavru vatan olarak sizler el ele bunun mücadelesini veriyoruz. Nedir o mücadele? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dünyaya devlet olarak tanıtmak mücadelesidir.'
-'ÖRNEK BİR ÜLKE HALİNE GELECEKTİR'-
Kıbrıs'ın, Annan Planı'nda 'Kıbrıs Türk Devleti' olarak ifadesini bulduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, Kıbrıs'ın daha önce cemaat olarak katıldığı İslam Konferansı Örgütü toplantılarına artık gözlemci olarak katıldığına da işaret etti.
Bunların durup dururken olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun, verilen çeşitli mücadeleler sonucunda gerçekleştiğini ve devamının da geleceğini dile getirdi. Kısa süre içerisinde 20 ülkede Kıbrıs temsilciliği açıldığını ve sayının da her geçen gün arttığını belirten Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın da Pakistan'da resmi ziyaretle karşılandığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, bunların 'sıradan olaylar' olmadığını belirterek, 'Bunlar, egemenlik haklarının yavaş yavaş elde edilmeye başlandığı bir siyasi mücadelenin adıdır' dedi.
Kıbrıs'ta şu anda 42 bin yüksek öğrenim öğrencisi bulunduğunu sayının artacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu konuda okulların altyapı donanımına sahip olduğunu ifade etti.
Dayanışmanın artarak devam edeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
'Fakat biz birbirimize inanacağız, biz birbirimize güveneceğiz ve dayanışma içerisinde geleceğe yürüyeceğiz. Bu okulda 2008-2009 akademik yılında ders verilecek olması bizi sevindirmiştir.
İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs çok kısa bir zaman içerisinde aradaki mesafeyi kapatacaktır. İnşallah örnek bir ülke haline gelecektir. Benim tek dileğim şudur; ne olur birbirimizi siyasetin acımasız dili ile yıpratmayalım. Hele hele böyle milli günlerimizde, manevi değerlerin en üst düzeyde yer bulması gereken günlerimizde birbirimizi yıpratma gayreti içine girmeyelim, tam aksine dayanışmanın birbiriyle el ele vermenin günleri olan bu günlerle geleceğe özgüvenle bakalım diyorum.'
Başbakan Erdoğan, daha sora, beraberindekilerle fakülte binasının açılışını yaptı ve binayı gezerek yetkililerden bilgi aldı.
|